“Ey edebiyat! İyi ki varsın!” Bugün herkes gençlerin ya da sonradan azıtanların “aşk”ını yazıyor. Ne yazık ki edebiyat cinsel kışkırtıcılıkla dolu. Sistemin tüketim modeli her şeyi tüketmeyi öğütlüyor, aşkı da. Çünkü artık “yeni” olan makbuldür. “Eski” yerini, anında “yeni” olana, o da sadece “yeni” olduğu için kaptırıyor. Kevser Ruhi akıntıya kapılmıyor. Öykülerinde vefaya, sevgiye, bağlılığa […]

(“Saçları Deli Çoruh”, Kevser Ruhi, Gürer Yayınları, Mayıs, 2009, 183 sayfa) Kevser Ruhi, ilk kitabı Kehribar Kadınlar’ın 2004’te yayımlanmasından bu yana, yeni öykülerini hemen gün ışığına çıkarmamayı; yazdıklarını öykü sanatının incelikleriyle donatmayı, bu öyküler üzerinde yoğun çaba harcamayı yeğledi uzun süre. Yazın sanatının, çağın hızla akıp giden güncel süreçlerinden uzakta kalan, aceleye getirilmemesi gereken, kalıcı, sıkı […]

Sana bu mektubu yağmurun yıkadığı güzel bir günde, Ankara’dan yazıyorum. Şimdi topraktan yükselen buğuyu görebiliyor ve bahar kokusunu duyabiliyorsam döne döne şiirlerini okuduğum içindir. Sana yazmak elimi ayağımı dolaştırsa da doğum gününü kutlamak isterim. Acemi ve sarsak sözcüklerim anlamlı cümleler haline nasıl gelecek; bilmiyorum. Dilim yetersiz kalıyor; göze aldım. Sana yazmanın mutluluğu endişelerimi dağıtacak. Yılın […]

Gönen’e hangi yönden girerseniz girin, sizi bir tabela karşılar: “Ben Gönen’de doğdum. Ömer Seyfettin.” Girişinde yazan bu tabela yüzünden biz, Gönen’in sıra dışı bir yer olduğuna inandık; olağanüstü bir kasabada doğduğumuz için şanslı olduğumuzu düşündük hep. Gönen’in sokakları, gerçeğin çocuksu hayaller ve masallarla harmanlandığı oyun alanlarıydı. Kasabamızda bu masalların arasına çok gerçek hikâyeler karışır. “And”, “Kaşağı” […]

Yükseklerde yaşamak tuhaf bir alçakgönüllülük katar insana. Zirveye yaklaştıkça arınır insanoğlu kibrinden, gururundan… Doğayla uzlaşma yollarını aramak, karşındakinin büyüklüğünü baştan kabullenmektir,  yenilgiyi içine sindirmektir biraz da. Gönüllü bir baş eğiş, yakada ikinci kimlik gibi taşınır. Bulutlarda gezinebilme özgürlüğü bir şımarıklık katacakken insana; doğanın dik başlılığı devreye girer, gücünü anımsatıverir. Toprağa, dağa, taşa, ağaca, kurda, kuşa […]